Salgın. Felaket. Ve Diriliş.

Atina Vebasını duydunuz mu?

MÖ 429-426. yıllarında 100 bine yakın insanın ölümüne neden olduğu söyleniyor.

İlk bin yılda Avrupa’da Antoninus, Justinianus ve benzeri veba salgınlarında milyonlarca insan öldü.

14. Yüzyılın ilk yarısında tarihe Kara Ölüm gibi geçen veba salgınında ölüm sayısı yaklaşık 200 milyondu.

O dönemlerde dünya nüfusunun yarım milyardan az olduğunu dikkate alırsak bu büyük bir rakam.

Salgının etkileri yüzyıllarca sürdü.

Daha sonra yeni hastalıklar çıktı. Yayıldı. Sonuç milyonlarca ölüm.

100 yıl önce İspanyol gribi yaklaşık yarım milyar insana bulaştı ve 100 milyona yakın kişi yaşamını yitirdi.

*

Salgınlar, savaşlar, depremler bir taraftan insan soyunu tüketmeye çalışırken, insanoğlu bir taraftan ayakta kalmak için mücadele etti.

En şiddetli hastalıklar, felaketler karşısında yılmadı, teslim olmadı.

Direndi, çabaladı, araştırdı ve her defasında karanlıktan aydınlığa çıkmayı başardı.

*

Bugün de dünyayı saran ve sarsan koronavirüs salgınına karşı sabırla, umutla bilinçli bir şekilde direniyor ve kurtulmanın yollarını arıyor.

Bu sınavdan da geçeceğimize ve kurtulacağımıza inanmalıyız.

Daha güzel günlerin geleceğine inanmalıyız.


Nasıl olacak peki? Nasıl en az zararla kurtulabilir bunca insan?

Paniklemeyecek, felaket tellallığı yapmayacak, diğer insanlarla kavga etmeyecek, korku yaymayacak, ..

Tedbirini alacak, elinden geldiğince yardımcı olacak, umut verecek, moral verecek, ...

Yani bir taraftan mikrobun, virüsün yayılması engellenirken, diğer taraftan iyileşmek için çabalayacağız.

Unutmayalım virüs de, çekirge istilası da, diğer felaketler de yarına umudu olan, inancı olan sabırlı insanların birliği karşısında dayanamaz.





.