- Karanlıktan
korkuyor musun?
- Işığı tercih
ederim.
- Ama karanlıktan
da korkmazsın?
- Sevmem.
- Sevmezsin ama
korku da yoktur?
- Korku dediğin
nedir ki?
- İçine bir
ürperti gelir.
- Aydınlık bir
yerde de yaşamaz mıyız bunu?
- Sanki bir
tehlikeyle karşı karşıyasın gibi hissedersin.
- Tehlike nedir?
- Sokakta gece
yürümekten mi hoşlanırsın? Yoksa gün ışığını mı yeğlersin?
- Değişir. O anki
ruh halime bağlı.
- Film izlemeyi sever misin?
- Severim.
- Yalnız başına
karanlık bir oda ..
- Hayır,
karanlıkta belli bir yerden gelen ışık gözlerime zararlı
- O zaman ışıkta
izlemek daha zevkli?!
- Aynen.
- Korkunun
üzerine gider misin?
- Bazen.
- Biraz açar
mısın?
- Bir şey var.
Onu almam gerekir. Ama yolun sonunda. Ve yolun üzerinde korktuğum bir şey var.
- Ve ne yaparsın?
- Önce biraz
ölçüp biçerim. Değer mi diye düşünürüm.
- Değmezse
vazgeçersin.
- Aynen.
- Ya önemliyse ne
yaparsın?
- Bir güç gelir
bana. Ve ne olursa olsun o korkumun üzerine giderim. Korkunun korkusu olurum
anlayacağın.
- O zaman senden
korkulur.
*****
KORKARIZ
Karanlıktan korkarız.
Ölümden korkarız.
Birisini kaybetmekten korkarız.
Anlamlı ve anlamsız bir çok korkumuz da olabilir.
Cesaretimizi kıracak, gelişmemizi engelleyecek bir sürü korkularla yaşarız.
Ömür korkularla boşa harcanacak kadar uzun değil.
Yaşamak gerek korkusuzca.
Üzerine gitmek gerekir korkularımızın.
Cesaretle adım atmamız lazım geleceğe doğru.
Dündeki kötü anılarımızın yarınlarımızı karartmaya hakkı yoktur.
Ölümden korkacağımıza ölümden sonrası için korkup ona göre yaşamak daha iyi olmaz mı?
*
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Değerli Yorumlarınızı Bekleriz.