Akşam Yemeği

- Efendim, yarın restoranımızda akşam yemeği olacak. Siz de gelebilir misiniz?

- Memnuniyetle gelirim. Kafkasyalı da gelecek mi?

- Evet, o da olacak.

*

Starin, yemeğe yalnız gitmeyi düşünüyordu. Ama kızını hatırladı. Yurtdışına gidecekti ama son olaylardan dolayı vize alamamıştı. Bundan dolayı da biraz moralsizdi. Hem ona moral olsun hem de yemekte onun da düşüncelerine başvursun diye kızını aradı.

- Kızım, bu akşam yemeğe gidiyorum. Meşhur restoranda. Müsaitsen sen de gel.

-  Neden olmasın? Kaç gibi çıkarız.

- 5 gibi seni evden alırım.

- Tamam, baba. Hazır olurum.

*

Restoranda büyük yuvarlak bir masa hazırlanmıştı. Sadece özel misafirler vardı. Starin, kızıyla geçip onlar için ayrılan yerlere oturdular. Soğuk servisler başladı. O arada konular görüşülüyordu. Batıdaki savaştaki son durumlar, Kafkasya’daki durumlar gibi derin konular. Kafkasya’dan sorumlu general ona yaklaşıp Karabağ’daki askerlerin durumlarını anlattı. Çok heyecanla dinliyordu. 

- Efendim, askerler artık korkuyorlar. Her an onlara saldırı olacağını ve öldürüleceklerini düşünüyorlar.

- Bir şey yapamazlar benim yiğitlerime. Hem bizimle kim karşı karşıya gelmek ister ki?

- Ama siz de duyuyorsunuz. Eskisi gibi değil. Bize karşı saygıları kalmamış. Bizi orda istemiyorlar. 

- Kim istemiyormuş? 

- Aslında, iki taraf da bizi istemiyor.

- Onlar bizim kölelerimiz. Nasıl efendilerine başkaldırırlar? Anlaşılır gibi değil. Birkaç güne orayı ziyaret ederim.

- Baba, istersen ben gideyim oraya. – kızı konuşmaya katıldı. – Hem askerlerimize moral olur. Onlarla konuşurum. Hem de ‘kölelerimiz’e gözdağı olur. 

- Olur, canım benim. Sen Kafkasyalıyla önden gidersin, sonra da ben gelirim.

- Anlaştık.

Kızın teklifi generale saçma gelse de isteksizce onayladı. Müsaade isteyip ayrıldıktan sonra Starin’in yanına Batı komutanı yaklaştı. Onunla da biraz konuştuktan sonra kalktılar. Komutan onu özel bir görüşme için bir yere davet etti. Şoförü çağırıp kızını eve bırakmasını istedi. Kendisi komutanla gitti. 

Yoldayken bir telefon geldi. Yüzü beyazladı. Tüm kelimeler boğazına düğümlendi. Zorla da olsa ‘Geri restorana dönelim’ söyleye bildi. Komutan da şaşırdı. 

- Ne oldu, efendim? Kimdi arayan?

Tüm soruları yanıtsız kaldı.

Yolun ortasında yangın vardı. Bir araba kaza yapmıştı. Yaklaştılar.

- Dur! – diye bağırdı. İnip arabaya doğru koştu.

Komutan polislerden sordu. Starin’in arabası restorandan uzaklaştıktan biraz sonra infilak etmiş. Kızı ve şoför yanarak can vermişler.  





*